vārdnīca norvēģu - turku

Norsk - Türkçe

elev Turku:

1. öğrenci öğrenci


İstanbul'daki öğrenci hayatı müthiş!
Çoğu öğrenci sıkı çalışır.
Sen bir öğrenci misin?
Latince'nin nasıl okunacağını çok az öğrenci bilir.
Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.
Şu öğrenci hızlı koşar, değil mi?
Öğrenim yapmak için yurtdışına giden öğrenci sayısı her yıl artmaktadır.
Çok sayıda öğrenci konuştuğu için, profesörün söyleyecek neyi olduğunu anlamak zordu.
İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır.
Birçok öğrenci sınıfı temizlemeden eve gitti.
Tanıdığım iki tane Wieńczysława var. Esmer olanı işyerinde çalışıyor. Öteki sarışın olanı ise okulumuzda bir öğrenci.
Magdalena'nın okulunda bir Türk öğrenci var. Onun adı Reşit.
Xavier, Paris Üniversitesi'nde ekonomi okuyan genç bir öğrenci.
Son hafta 5 öğrenci sınıfta yoktu.
Her öğrenci için numaralandırılmış dizin kartları kullanırım.