1. geçirmek
Tom, Mary ile bir hafta sonu daha geçirmek zorunda kalmaktan ödü patladı.
2. harcamak
Gereksiz şeylere para harcamaktan nefret ediyorum.
Ömrümün en iyi yıllarını senin için harcamak istemiyorum..
Turku vārds "spędzać"(harcamak) notiek komplektos:
słownictwo a1 XV